Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB 10. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şûrası’nda yaptığı konuşmada, “Aynı mala, aynı hizmete, kur ve enflasyonla izah edilemeyecek zamlar yapmak yerine, işimizi geliştirip güçlendirerek kazancımızı artırmanın yollarını aramalıyız. Ekonomimizi büyütmek ve milletimizin refahını artırmak için doğru yolları takip etmeliyiz. İş dünyamızın yanındayız ama spekülatörlerin de karşısındayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 10. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şûrası’na katılarak, TOBB üst yönetimi ile 365 oda ve borsa yönetimi temsilcilerine hitap etti.

Ekonomi konusunda her zaman istişare içinde olduklarını, hiçbir zaman “biz yaptık, oldu” demediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “önce millet önce memleket” ifadesinin sadece bir seçim sloganı değil, hayat felsefelerinin ta kendisi olduğunu kaydetti.

“2023 HEDEFLERİMİZE SİZLERLE ULAŞACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 16 yılda Türkiye’nin 3,5 kat büyüdüğünü, bunu iş dünyası, girişimciler ve yatırımcılarla başardıklarını ve bu kadrolarla Türkiye’yi dünyaya açtıklarını söyleyerek, iş dünyasının temsilcileriyle teknolojiyi, e-ticareti, yeni sektörleri Türkiye’ye taşıdıklarını, gümrük kapılarının yenilenmesinden lisanslı depoculuğa, mesleki yeterlilikten finansmana erişime kadar pek çok çalışmayı yine bu ekiplerle hayata geçirdiklerini anlattı.

Geçen Ağustos ayında döviz kurunda başlayarak, faiz ve enflasyona sirayet ederek, ekonomiyi tehdit etmeye yeltenen sıkıntıların aşılması için gereken tedbirleri iş dünyasıyla görüşerek uygulamaya aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah 2023 hedeflerimize de yine sizlerle birlikte ulaşacağız. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sizlerle birlikte yükselteceğiz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticarette, siyasette ve hayatın diğer alanlarında başarının sırrının, önce inanmak, sonra harekete geçmek, ardından da yılmadan mücadeleye devam olduğunu vurgulayarak, elde ettikleri her başarının gerisinde millete ve Türkiye’ye olan inançları yattığını dile getirdi.

“KENDİ ECDADINI KÖTÜLEYEN BİR ZİHNİYETİN, ÜLKENİN GELECEĞİNE KATKISI OLMAZ”

“Türkiye’nin en büyük sorunu, dışarıda rekabet ettiği güçler değil, kendi içindeki birtakım kifayetsizlerdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar kendi ülkelerinin gücünü bilmedikleri, inanmadıkları, kendi insanlarına güvenmedikleri için hep birilerinin gölgesi altında, birilerinin emrinde hareket etmişlerdir. Kendi medeniyetini, kendi tarihini, kendi kültürünü, kendi ecdadını ısrarla kötüleyen, küçümseyen, aşağılayan, karikatürize eden bir zihniyetin, bu ülkenin geleceğine zerre kadar katkısının olması mümkün değildir. İşte bu kesimin sürekli diline doladığı hususlardan biri de bizim tarihimizde, bizim medeniyetimizde sanayinin, teknolojinin, üretimin olmadığıdır. Herhalde bunlar sanıyorlar ki Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille indi, içindeki insanları ve imkânları da öylece bir kaya kovuğundan çıktı. Hâlbuki biz, ülke ve millet olarak, her alanda olduğu gibi, sanayi ve ticarette de çok güçlü bir müktesebata sahibiz. Bu konuda çok önemli çalışmalar yapmış bilim insanlarımız bulunuyor.”

Osmanlı’nın 17. ve 18. yüzyıllarda madeni eşya imalatı, kuyumculuk, boyacılık, deri ve dokuma işlerini ciddi bir ihracat kaynağı hâline getirdiğini, bu dönemlerde ülkeyi ziyaret eden Fransız ve İtalyan seyyahların, diplomatların yapılan işlerin kalitesini ve imalatlardaki maharetleri övgüyle anlattıkları bilgisini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim ecdadımız bırakınız geri olmayı, 150-200 yıl öncesine kadar pek çok alanda Avrupa’nın önünde yer alıyordu” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’nın kitlesel sanayi üretimine başlamasının ardından Osmanlı’nın da kendi ihtiyacını karşılamaya yönelik birtakım hamleler yaptığını, yönetim reformlarının her birinin iktisadi reformlarla desteklenmeye çalışıldığını belirterek, Türkiye’de faaliyet gösteren pek çok idari ve iktisadi kurumun 150-200 yıllık geçmişi bulunduğunu söyledi.

“BİRİLERİNİN PİYASA ŞARTLARI KILIFIYLA FIRSATÇILIĞA YÖNELMESİ ÜZÜNTÜ VERİCİ”

Türkiye’nin geçen yıl yaşadığı kur-faiz-enflasyon üçgenindeki dalgalanmada maalesef bazı kesimlerin iyi imtihan veremediklerinin altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kur ve enflasyondaki dalgalanmayla asla orantılı olmayan, akıl ve mantıkla izah edilemeyecek fiyat artışlarıyla ilgili örnekler her gün karşımıza geliyor. Mal ve hizmet fiyatlarındaki bu akıl ve ahlak dışı artışların sebebi üzerinde hep birlikte düşünmeliyiz. Devlet teşviklerle, indirimlerle, muafiyetlerle, yapılandırmalarla bu süreçte reel sektörümüzün ve milletimizin üzerindeki yükleri azaltmak için elinden geleni fazlasıyla yapmıştır. Buna karşılık birilerinin piyasanın şartları kılıfıyla fırsatçılığa yönelmesi gerçekten çok üzüntü verici. Şüphesiz kimseye zararına iş yap demiyoruz. Elbette kimseye kendini sıkıntıya sokma pahasına hareket et demiyoruz, ancak faiz oranları düşmüş, enflasyon belli oranda düşmüş, buna rağmen bakıyorsunuz marketlerde hâlâ bütün sebze, meyve vesairede fiyatlar düşmüyor, onlar hâlâ yükseliyor. Bu marketlerde eğer kalkıp benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa, bunun hesabını sorma görevi de bizimdir ve hesabını sorarız. Hâlâ vatandaşımı nasıl söndürürüm, bunun gayreti içerisinde. Herkesi ben bu konuda insafa ve hepsinden önemlisi ahlaka davet etme görevliliği noktasındayım. Milletimizin bu konuda dillendirdiği şikâyetleri kulak arkası edemeyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazılarının “krizi fırsata çevirmek” sözünü yanlış anladığını, bu yanlış anlayanlara doğrunun anlatılması gerektiğini ifade ederek, kastedilenin elindeki mala veya sunulan hizmete fazla fiyat istemek değil boşlukları görerek yeni atılımlara girmek olduğunu vurguladı.

“İŞ DÜNYAMIZIN YANINDA AMA SPEKÜLATÖRLERİN DE KARŞISINDAYIZ”

İhracatta farklı dönemlerde Rusya ve Avrupa pazarında sıkıntılar yaşandığını, bu durumlarda ihracatçıların Afrika, Güney Amerika, Asya pazarlarına yöneldiklerini dil getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yolla ihracatın sürekli arttığını, göreve geldiklerinde 36 milyar dolar olan ihracat hacminin bu yıl 168 milyar doları aşarak rekor kırdığını, hedefin 500 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı son görüşmede, Trump’un Türkiye ve ABD’nin en az 75 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşması gerektiğini vurguladığını belirterek, Trump ve kendisinin de iki ülke arasındaki 10-15 milyar dolarlık bir ticaret hacmini yeterli bulmadıklarını, bu rakamı 75 milyar dolara çıkartma kararlılıklarını yinelediklerini söyledi.

ABD Başkanı Trump’un “Tersanecilikte ne kadar güçlü olduğunuzu biliyorum, dolayısıyla demir-çelik konusunda da bu konuyu arkadaşlarımız masaya otursunlar, çalışsınlar ve bu noktada da adımlarımızı atalım” dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında “Aynı mala, aynı hizmete kur ve enflasyonla izah edilemeyecek zamlar yapmak yerine işimizi geliştirip güçlendirerek kazancımızı artırmanın yollarını aramalıyız. Ekonomimizi büyütmek ve milletimizin refahını artırmak için doğru yolları takip etmeliyiz. İş dünyamızın yanındayız ama spekülatörlerin de karşısındayız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin “güçlü olmadan güvende olamayacağı” hususunun kifayetsizlerce anlaşılamadığına dikkati çekerek, “Biz de ecdat gibi ülkemizin güvenliğinin sınırlarımızdan değil ötesinden başladığına inanıyoruz. Yıllarca bu milleti kendi içine kapatarak adeta başına gelen her kötü hadiseye rıza göstermeye mecbur bırakanlar bizim bu politikamıza engel olmak için her yola başvuruyorlar” diye konuştu.

Türkiye’nin sadece sınırları içinde değil, sınır ötesinde de terörle, teröristlerle mücadele ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarında şehit düşenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, Türk milletine de başsağlığı diledi.

“SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNDE HESABIMIZ YOK, SURİYE SURİYELİLERİNDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu mücadelesinin kolay olmadığını, bundan sonra da kolay olmayacağını ifade ederek, “Ülkemize en ufak bir saldırıda bulunanlar bunun bedelini çok ağır ödeyecekler. DEAŞ başta olmak üzere YPG, PYD, hepsi bunun bedelini ağır öderler. Onun için kimse bizi rahatsız etmeye kalkmasın” şeklinde konuştu.

ABD Başkanı Trump ile Türkiye sınırları ötesinde oluşturulacak güvenli bölge konusuna da görüştüklerini, Çarşamba günü gerçekleştireceği Rusya ziyaretinde konuyu Rusya Devlet Başkanı Putin ile de ele alacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zira terörden arındırılmış bu bölgelerde Suriye halkının oralardaki kardeşlerimizin huzurunu sağlama ahdimiz var. Bizim Suriye’nin toprak bütünlüğü üzerinde hesabımız yok, Suriye Suriyelilerindir ve bir an önce de onu sahiplerine teslim etmenin gayreti içerisindeyiz. Birileri siyaset yoluyla, birileri sahada silahla, birileri masada diplomasiyle Türkiye’yi yeniden kendi kafalarındaki o dar kalıplara sokmak için cansiperane bir şekilde çalışıyor. Hâlbuki artık o günler geride kaldı. Bir başka ifadeyle, cin şişeden çıktı. Her kim ki bu ülkeyi yeniden çeyrek asır, yarım asır öncesine döndürmeye heveslenirse, karşısında önce milletimizi bulur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekâtlarında yavaşlatmak isteyenlerin amaçlarının Türkiye’nin sınırlarını DEAŞ, PKK, YPG terör örgütleri vasıtasıyla delik-deşik etmek olduğunu, o bölgeleri kontrol altına alınca gördüklerini dile getirerek, “Şimdi aynı gerçekle Münbiç’te ve Fırat’ın doğusunda karşı karşıyayız. Bizi ısrarla bu bölgelerden uzak tutmak isteyenler terör örgütlerini iyice palazlandırmak, iyice güçlendirmek, iyice bilemek peşindeler. Suriye’yi paramparça eden güçlere ve terör örgütlerine seslerini çıkarmayıp, ağızlarını her açtıklarında Türkiye’nin bölgedeki varlığından duydukları rahatsızlığı dile getirenler de bu oyunun bir parçasıdır” diye konuştu.

“ÜLKEMİZE VE MİLLETİMİZE YENİ BEDELLER ÖDETİLMESİNE RIZA GÖSTERMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin, Suriye politikasındaki kararlılığını Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile İdlib’de aldığı inisiyatifle tüm dünyaya gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki sorunu suhuletle çözmek için her yolu denediklerini ve denemeye devam ettiklerini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’de kendisine verilen sözlerin tutulmaması sebebiyle çok sıkıntılar yaşadığını, çok bedeller ödediğini vurgulayarak, “Artık ülkemize ve milletimize yeni bedeller ödetilmesine rıza göstermeyeceğiz. Bedel ödeyecek birileri varsa o da sadece ülkemizi hedef alan terör örgütleridir, onları destekleyenlerdir” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin güvenli bölge teklifinin terör örgütlerini Türkiye sınırından uzak tutma amacını taşıdığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Irak’ta hâlâ sıkıntıları yaşanan türden bir güvenli bölge uygulamasına asla izin veremeyeceklerini altını çizdi.

“DEAŞ VE DİĞER TERÖR ÖRGÜTLERİNİ BÖLGEDEN TEMİZLERİZ”

“Suriye sınırımızı güvenli hâle bizzat kendimiz getireceğiz, bu çabamıza lojistik destek verecek herkesle birlikte çalışmaya hazırız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump ile görüşmesinde Türkiye’ye lojistik destek verilmesi hâlinde DEAŞ ve diğer terör örgütlerini bölgeden temizleyeceklerini söylediğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye özellikle Suriye’de kendisine verilen sözlerin tutulmaması sebebiyle çok sıkıntılar yaşamış, çok bedeller ödemiştir. Eğer Sayın Obama döneminde verilen sözler yerine gelseydi Zeytinlik Harekâtıyla zaten bütün işleri bitirmiş olacaktık, ama verilen sözleri tutmadılar ve şu anda Sayın Trump da onu aynen tespit ediyor, teyit ediyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye ve Türk milletine yeni bedeller ödetilmesine rıza göstermeyeceklerini açıklayarak, “Bedel ödeyecek birileri varsa, o da sadece ülkemizi hedef alan terör örgütleridir, onları destekleyenlerdir. Güney sınırlarımızdaki Kıbrıs ve Ege’deki güvenlik sorunlarımızı çözerek ekonomideki ve diğer alanlardaki hedeflerimize doğru yürüyüşümüzü daha da hızlandırmakta kararlıyız” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB’un 10. defa düzenlediği Türkiye Ticaret ve Sanayi Şûrası’nın hayırlara vesile olmasını dileyerek, sözlerini tamamladı.